Hirudo Terapi Tarihi
Tıbbi sülüklerle yapılan tedavi şekline Hirudoterapi veya İngilizce leech terapi denilmektedir. İngilizce sülük anlamına gelen leech kelimesi, İngiliz dil tarihinin çok eski dönemlerinden beri bilinmektedir. Anglo-Sakson kökenli olan ve hekim anlamına gelen laece kelimesinden türetilmiştir. Hastalıklarda tedavi edici özelliğinden dolayı en iyi bilinen tür hirudo medisinalise, Avrupa medikal sülüğü Medikal Practitioner adı vermiştir.
Eski İngilizcede leech finger (leech finger-sülük parmağı), Latincede digitus medicus, Yunancada daktylus iatrikos olarak adlandırılmıştır. Çünkü eskiden 4. Parmaktaki damarın direk kalbe bağlandığı varsayılırdı. 4. Parmak sağlıkla ve kalple direk ilişkili sayılır ve bu yüzden evlilik andına kalben bağlılığın işareti olarak yüzük bu parmağa takılırdı. Yaşayan, canlı eczane’’ olarak da bilinir. Plastik ve mikro cerrahide sülük ‘’maden’’ olarak adlandırılır.
Sülük tedavisi geçmiş de belgelendirilmiş olan en eski tedavi yöntemlerinden biridir. Sülük tedavisi ilk kez yazılı olarak Sanskritçe alfabesi ile yazılmış olarak Hindistan'da görülmüştür ve hirudoterapi Hindistan’dan tüm dünyaya yayılmıştır. Hindu mitolojisinde, Dhavantari, sülükler ile birçok hastalığın tedavi edildiğini tüm dünyaya duyurmuştur.
- Kabuk : Saflığın simgesi,
- Ateş tekeri : Korunmanın sembolü,
- Tıbbi ot kabı : Ölümsüzlük simgesi,
- Sülük : Naturopatik tedavilerin sembolüdür.
Hint Tıp tarihinde önemli yeri olan ünlü hekim Sushruta (MÖ 600) cerrahinin kurucusu olarak bilinmektedir. “Susruta Samhita” bilinen ilk cerrahi kitaptır. Pek çok hastalığın cerrahi tedavisini ve sülük kullanımını tanımlamıştır. Ayrıca sülük tedavisinin Geleneksel Çin tıbbında da yer edilmesini sağlamıştır.
Mısır’da 18. Hanedanlığa ait (M.Ö 1600-1300) Thebes antik şehrin’deki bir mezarda, hastasının alnına sülük yerleştiren hekime ait duvar resmi bulunmuştur.
MS 1. yy’da Yunanlı Pliniy phlebit ve hemoroid tedavisinde sülük tedavisi uygulamıştır. Antik Yunan tıbbında Kolofon’lu (Menderes, İzmir) Nicander ise MÖ 197-130 yıllarda Sülüğün tıbbi kullanımı Nicandrasın Alexipharmacia isimli manzumesi tarafından yazılı olarak kaydedilmiştir. Avrupa'da orta çağda yaygın olarak kullanılmaya başlanacak olan sülük tedavisi, Antik Yunan'da ise Atina'nın ilk Kralı Kekrops tarafından Avrupa'ya taşımıştır.
Bergamalı ünlü hekim Galen tıp, eczalık, anatomi, felsefe alanlarına katkılarıyla tanınmıştır. Tüm yaşamın yaratılmasında “daha yüksek zekâ” kavramını geliştirmiş. Yaşayan varlıkların yaradılışı bilinenden daha fazla hedefe haizdir. Galen hastalıkların salgısal teorisini ortaya koymuştur Buna göre insan vücudu 4 salgı içermekteydi (kan, balgam, sarı safra ve siyah safra). Bu sıvıların dengesindeki değişimlerin hastalıklar ile sonuçlandı fikrini ortaya attı sülüklerin fazla kanı uzaklaştırmak ve bu dengeyi yeniden oluşturmaya yardım ettikleri gözlemlendiğini belirterek sülüklerin benzeri hastalıkların tedavisinde de kullanabileceğini belirtmiştir.
Sülük tedavisi Peygamber Efendimiz (SAV) tarafından da uygulanmış ve uygulanması tavsiye edilmiş bir tedavi yöntemidir. Şabi’den gelen rivayete göre Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur: ‘’İlaçların en hayırlısı, hacamat, müshil ve sülüktür.’’
Tıbbi sülükler için Hirudo medicinalis adını ilk kullananlar Romalılar olmuştur. Sülük tedavisi veya Hirudoterapi, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra da devam ederek Orta Çağ boyunca da popülerliğini sürdürmüştür. Atilla, savaşan askerlere yılda bir kere ilkbaharda “güçlü ve enerjik olmaları” için yaptırmıştır. Kleopatra çocuk sahibi olmak için yaptırmış. Napolyon, askerleri için Rusya’dan sülük almıştır.
İbni Sina İslam Tıbbı'nın en önemli hekimini, astronom, düşünür ve yazarıdır. Kitabı El-Kânûn fî’t-Tıbb’ (1012-1024) da hangi tıbbi sülüğün nasıl faydalı olacağını anlatmıştır.
- İbn-i Sina sülükleri kullanmadan önce dezenfekte etmiştir.
- Avuç içi, ayak tabanı ve atar damar bölgelerine sülük uygulamamış ve önermemiştir.
Bulaşıcı hastalığı olanlara sülük uygulamasını önermemiştir.
Osmanlı’da padişah ve üst düzey yöneticiler her mayıs ayında kalp krizi ve felçten korunmak için Sülük tedavisi yaptırırdı. Sülük Gölleri Mültezimi bulunan Sakilariyo Dezirga'nın çeşitli hastahanelere vermiş olduğu sülüklerin bedellerinin Maliye, Tersane-i Amire vesaire hazinelerden itası hususunda Maliye Nazırı'nın takriri.
17-19. yy’da ‘’Sülük Altın Çağı’’ olmuştur. Avrupa’da 18. ve 19. yüzyılda Sülük tedavisi, hastalıkların tedavisi popülerlik kazanınca, zor bulunur olmuşlardır. Avrupa’da sülük azalınca ithalat başlamış ve 1800'lerin ortalarında sülüğe olan talep öyle yükselmiştir ki Fransızlar tıbbi amaçlar için Rusya’dan sülük ithal etmiştir. Yetiştiricilik ilk kez Fransızlar’da başlamıştır.
Sülük uygulamaları İngiltere Cerrahlar Derneği ve Berber-cerrahlar şirketi'nin birleşmesiyle 1540 yılında kanun ile düzenlenmiştir. Berber-cerrahlar, kan alma, kupa, diş çekme veya merhem oluşturma diğer küçük ameliyatlar ve ampultasyonu da içeren cerrahi prosedürlerden sorumlu idi.
Pasteur yaşamını sülüğe borçlu 1868’de Louis Pasteur beyin damarı tıkanıklığına bağlı felç geçirmiş ve doktorunun uyguladığı sülük tedevisi ile iyileşmiş ve tıbbın gelişmesine katkılarına devam edebilmiştir.
Ünlü Fransız hekim F.J.V Broussais (1772 -1838) tarafından sülük uygulamaları yoğun bir şekilde yapılmış ve Avrupa'da yayılmıştır. Broussais bazı iltihaplı hastalıkları kan birikmesi sonucunda meydana geldiğini ve bunun tedavisinde sülükleri kullanarak iyi sonuçlara ulaştığını 1808 ‘de yayınladığı makalesi ile açıkça belirtmiştir.
- Avrupa'da da tıbbi sülük tedavisi 19. yüzyılın başlarında etkili olmaya başlamıştır.
- 1830 yılında Paris hastanelerinde beş milyon sülük kullanıldığı bildirilmiştir.
- 1820-1930’lara gelindiğinde anestezi, antisepsi ve antibiyotik uygulamalarının gelişiminden çok önce Berlin'de Johann F. Dieffenbach sülüğü o dönemde çok karmaşık sayılabilecek plastik cerrahi uygulamalarına yardımcı olacak şekilde başarılı olarak kullanmıştır.
- Rusya, tüberkülozdan epilepsiye ve romatizmaya kadar değişen çeşitli hastalıkların tedavisi için yılda 30 milyon sülük tüketmiştir.
- 17-19. yüzyılda ‘’Sülük Altın Çağı’’ olmuştur. Avrupa’da 18. ve 19. yüzyılda Sülük tedavisi, hastalıkların tedavisi popülerlik kazanınca, zor bulunur olmuşlardır.
- Avrupa’da sülük azalınca ithalat başlamış ve 1800'lerin ortalarında sülüğe olan talep öyle yükselmiştir ki Fransızlar tıbbi amaçlar için Rusya’dan sülük ithal etmiştir.
Çeşitli şekillerde yapılan kan alma işlemi, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk yıllarında popülerdi. Bağımsızlık Bildirgesi’nin imzalayanlardan biri olan Dr. Benjamin Rush, arterlerin (atardamar) durumunun hastalıklarda kilit rol olduğunu düşünerek, kan alınmasını tavsiye etmiştir.
Hirudoterapi üzerine ilk bilimsel çalışmayı İngiltere Birmingham’da Prof. John Highgraft yapmıştır. Tıbbi sülükten kanın pıhtılaşma etkisini azaltan bir madde bulmuş, Highgraft 1884 yılında sülüklerin tükürüğünde bulunan antikoagülan maddeyi izole ederek sülüğün Latince adı olan hirudo medicinalise uygun olarak Hirudin (1904) adını verdi. 1955 yılında Hirudin her yönüyle tanımlanmış ve kabul edilmiştir.
- yüzyılın ilk günlerinden beri insanların sistemik antikoagülan etkilere sahip bir madde olan sülüklerin salgısındaki Hirudin enziminden dolayı kardiyovasküler hastalıkları tedavi etmek için sülükler kullanılmaktadır.
Bir doktor, bir kişi inme ya da kalp krizi geçirdiğinde, genellikle sülük kullanmayı reçete ederdi. Ayrıca, Hirudin segmental refleks mekanizmalarını uyarır ve bu, kardiyovasküler hastalıkların tedavisine katkıda bulunur. 1900'lü yılların başlarında antiagregan ilaçların bulunmasından sonra Avrupa'da gözden düşmeye başlamıştır. Sülük tedavisi 20. yüzyılın başlarında önem kaybetse de 20. yüzyılın sonlarına doğru yani modern çağda yeniden önem kazanmayı başarmıştır
Balkan ülkelerinde Dr M. Deganc, Dr. F. Zdravic isimli Slovenyalı cerrahlar 1960 yılında sülük uygulaması ile tedavi edilen fleplerin venöz konjesyonu isimli makale yayınladılar. Özellikle 1970'lerde örnek klinik çalışmalara konu olmakla birlikte Avrupa'nın içlerinde, Almanca konuşan bölgelerinde doğal tıbbi tedavi modern uygulamalar da giderek daha popüler olmaya devam etmiştir. 1976 ve 1981 yılları arasında Fransız cerrahlar flep cerrahisinde ve distal parmak replantasyonların da başarılı kullanımları ile sülüğü yeniden gündeme getirerek Avrupa'da sülük tedavisinin önemli bir yere sahip olduğunu ortaya koymuşlardırlar.
Almanya, İngiltere, Rusya ve Kuzey Avrupa ülkelerinde çeşitli üniversitelerde özellikle 1960 tan sonra artan şekilde sülükle ilgili araştırmalar yapılmaktadır. 1970’ten bu yana Avrupa’da hastane ve kliniklerde kullanım var. Almanya da Essen ve Berlin de iki sülük araştırma enstitüsü bulunmaktadır. 300 tane sülük kliniği vardır. Hirudo Medicinalis, Alman Tıbbi İlaçlar Kanunu’nun (TİK) 2. maddesinin 1.bendi gereği ilaç olarak kabul edilmiş ve daha sonra ilave edilen 4.madde ile de hazır tıbbi ilaç olarak tanımlanmıştır.
FDA Sülük Tedavi Onay (21 Haziran 2004)
- Mikrocerrahiden sonra venöz akışın sağlanmasında,
- Organ ve dokuların kaybında tekrar geri kazanılmasında,
- Toplar damarlarda kan akışının düzenlenmesi ve toplar damar hastalıklarının tedavisinde,
- Damar tıkanıklıklarının açılmasında, …………kullanımına onay vermiştir.
2004’te Plastik Cerrahi dalında 2005’te de tüm tıp dallarında kullanılmak üzere sülük satış ve tedavisini kabul edilmiştir ve tıbbi kullanımı ABD’de hızla yayılmaktadır.
1920 Ryazan Tıp Üniversitesi, Prof. Dr. Şegolyev tıbbi sülüğü yapay ortamda üretme yolunu bulmuş, ilan etmiş. ABD’de Charleston’da ilk ve tek olan tıbbi sülükler ve asırlık kullanım müzesi açılmıştır. ABD’de 1000 üyeli sülük tedavisi uygulayan doktorların derneği vardır.
2004, ABD’li araştırmacı Roy Sawyer dünyanın ilk modern sülük üretim çiftliğini “Biopharm Leeches Ltd. Şti” İngiltere’de kurmuştur. Fransız şirketi Ricarimpex müracatı ile ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) sülük tedavisine onay vermiş (akreditasyon ve eczanelerde satış izni).
Dünya Sağlık Örgütü desteğiyle Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Strateji Planı 2014-2017 amaçları arasına alındı, ilgili düzenleme çalışması başlatıldı, halen devam ediyor
T.C. Sağlık Bakanlığı 2003’te Sağlıkta 2023 Vizyonu ve Sağlıkta Dönüşüm Programı başlattı. 24 Mayıs 2007’de Hirudoterapi Tamamlayıcı Tedavi olarak sadece yataklı hastanelerde kullanıma onay verildi. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 21/06/2012’de “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı” kuruldu. İlk yönetmelik 27/10/2014 tarih ve 29158 sayıyla Resmî Gazete’de Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği yayınlandı.
Sülük (Hirudoterapi) İsimlendirme ve Sınıflandırması
- Hirudo : Latince
- Sülük : Türkçe
- Leech : İngilizce
- Alaq : Arapça
- Zalu : Farsça
- Bdella : Yunanca
- Jaluka : Sanskritçe
- Jalu : Hintçe
- Jiganey : Kanada
- Jonk : Urduca
Sülükler 15.000’den fazla türü vardır. Annelida (halkalı omurgasız) fillumundandır. 3 sınıf içerir. 2 ve 3. sınıfların alt sınıfları da vardır. Tüm sınıfların tamamlayıcı tıp ile ilişkisi yoktur. Tıbbi sülükler Hirudinae sınıfına aittir. Hirudo en alt sınıfta incelenir. 3. sınıf tıbbi sülüktür. Türkiye’de ve dünyada yaygın olarak kullanılan 15 tür sülük vardır:
- Hirudo Medicinalis : Türkiye ve dünyada : En yaygın
- Hirudo Verbana : Türkiye ve dünyada : En yaygın
- Hirudo Orientalis : Azerbeycan
- Macrobdella Decora : Kuzey Amerikan
- Hirudo Officinalis : Macaristan, Moldova
- Hirudo Suluki : Güneydoğu Anadolu kaynaklı, Sülüklerin atası
- Hirudo Trocitina : İspanya, Fas
- Limnatis Nilotica : Türkiye’de olmakla beraber tıpta kullanımı yoktur.
- Haementeria ghilianii : Amazonda yaşarlar
Anneledia’nın diğer üyeleri gibi sülüklerde omurgasız canlılardandır ve düzenli bir fosil kayıtları bulunmamaktadır. Sülüklerin taksonomisinde ve filogenetiğinin belirlenmesinde morfolojik teşhis özellikleri arasında yer alan üreme sistemi özellikle önemli olmuştur. Son yıllara kadar tek tıbbi sülük olarak kabul edilen hirudo medicinalis moleküler çalışmaların katkısıyla önemli ölçüde revizeedilerek hirudo cinsine ait başka sülük türlerininde olduğu ortaya çıkarılmıştır. Tür değişiklikleri üzerindeki çalışmalar Nesemann and Neubert tarafından Hirudo Verbana’nın yeniden incelenmesiyle başlamıştır. Daha sonraki moleküler çalışmalarla Hirudo Orientalis‘in bulunmasıyla bu değişikler onaylanır nitelik kazanmıştır.
Dünyanın en iyi sülükleri Türkiye’de (Anadolu’da) ve Kafkasya’da bulunmaktadır. Sülüğün çok fazla tüketiliyor olması neslinin tükenmesine sebep olmaktadır. Tedavi amaçlı kullanılan H. Verbana Türkiye’de en yaygın olarak bulunan tıbbi sülüktür. Avrupa kıtasında Türkiye, İspanya, İtalya, Fransa ve kuzeye gidildikçe daha sık rastlanır. Sülükler dünyaya yayılmışlardır ancak kuzeyde ılıman göl ve havuz sularında bulunurlar. Kuzey ABD sülük farmasının çoğu Avrupa ile benzerdir. Sayı açısından Anadolu’da çok bulunur. Ülke olarak Avrupa’da bulunandan çok daha fazla sülüğe sahibiz.
Yukarıdaki yazı teşhis ve tedavi amacıyla değil bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. Hirudo Terapi ilgili merak ettiğiniz konuları sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz.