DERİDE RENK (PİGMENTASYON) BOZUKLUKLARI
Vücut yüzeyini örten deri, estetik görevi yanında, her türlü mekanik, termik, kimyasal ve mikrobiyolojik etkilere karşı altında yer alan doku ve organları dış ortamın şartlarından koruyarak homeostazis'in devamında görev alır.
Normal koşullarda derideki dış katman hücrelerinin farklılaşması yaklaşık 2 haftada gerçekleşir. Keratinleşmiş bu ölü hücreler yaklaşık 2 hafta kaldıktan sonra da dökülürler. Derinin değişim (turnover) zamanı olarak isimlendirilen toplam bu süre 4 hafta yani yaklaşık 1 aydır. Bir başka ifadeyle deri kendisini ayda bir yenilemektedir. Bazı durumlarda bu sürenin azalması birtakım deri hastalıklarına (sedef-psoriasis) neden olur.
Normal deri rengi dört biyolojik maddenin (rengin) karışımından oluşmaktadır. Bunlar;
Mavi (indirgenmiş hemoglobin), kırmızı (oksihemoglobin), kahverengi (melanin) ve sarı (karotenoid) şeklindedir. Ancak deri renginin asıl belirleyicisi melanin maddesidir. Melanin, melanosit adı verilen özel cilt hücreleri tarafından sentezlenir ve dağıtılır. Melaninin derideki miktarı, büyüklüğü ve dağılımı insan derisinin üç ana renginin yani ırksal farklılığın (siyah, esmer ve beyaz) olmasının esasını oluşturur.
Deriye asıl rengini veren melanin pigmenti, derideki melanosit adı verilen bir hücre içinde sentezlenir. Sentezlenen melanin depolanarak derinin üst tabakasındaki hücrelere taşınır. Bu hücrelerin dökülmesi ile sentezlenen melanin de vücuttan atılmış olur. Ancak melanin sentezi derinin dökülmesine paralel olarak sürekli devam ettiği için derideki renk kalıcı olur. Ancak bazı durumlarda bu mekanizma bozulur ve renk değişiklikleri başlar. Derideki renk bozuklukları iki farklı şekilde karşımıza çıkar. Bunlardan ilki rengin arması yani hiperpigmantasyon diğeri de rengin azalması yani hipopigmantasyondur.
RENGİN ARTTIĞI HASTALIKLAR (HİPERPİGMENTASYONLAR)
Cilt Lekeleri
Özellikle alın, dudak üstü, yanak ve elmacık kemikleri üzerinde yoğunlaşan cilt lekeleri, yüzde dalgalı bir görünüme neden olur. Önceleri yazın belirginleşip, kışın solma eğilimi gösterirler. Yıllar içinde artık kış mevsiminde de yüzdeki lekelenme devam eder. Ayrıca zamanla cilt lekelerinin tedaviye yanıtı da azalır. Bu nedenle güneşe bağlı cilt lekelerinin tedavisine ilk oluştukları zaman (erken aşamada) başlanmalıdır. Güneş koruyucuları lekelenmeyi azaltmakta ama engellememektedir.
Cilt lekesi çocukluktan başlayarak yaşam boyunca maruz kalınan güneşe ve derinin genetik özelliklerine bağlıdır. Çoğunlukla güneşe sadece deniz kenarında maruz kalındığı düşünülür. Oysa öğle saatinde deniz kenarında güneşten korunurken, yazın aynı saatlerde korunmasız bir şekilde dolaşılabilmektedir. Ayrıca kapalı alanlarda çalışırken spot ışıkları, bilgisayar ekranları gibi düşük dalga boylarında yoğun yapay ışık kaynaklarına maruz kalmak da lekelenmeyi artırmaktadır. Deride oluşan lekelerin sınıflandırılması Wood ışığı muayenesinde, melanin pigmentinin yerleştiği derinliğe göre yapılmaktadır.
Tefavide: Deride leke oluşumu tedavisinde öncelikle melaninin oluşumu engellenmelidir. Bunun yanı sıra derinin üst tabakasındaki hücrelerin dökülme hızını arttıran (kimyasal peeling), deri hücrelerine geçişini engelleyen, inflamasyonu azaltan, tirozinaz enzimini durduran tedaviler de duruma göre kullanılmaktadır.
Melasma
Melasma, deride güneş gören bölgelerde sonradan ortaya çıkan, kahverengi lekeler şeklinde kendim gösteren bir cilt sorunudur. Başlıca yüz bölgesini, özellikle de alın, yanak ve bıyık bölgesini tutar. Kloasma ise gebelik sırasında ortaya çıkan lekeler için kullanılır. Kloasmanın nedeni bu dönemde progesteron hormon düzeylerinde artış olmasıdır. Daha çok kadınlarda görülen bir sorun olmakla birlikte (%90) nadiren erkeklerde de görülebilir. Ten rengi koyu olanlarda melasmanın görülme riski daha yüksektir. Melasma, deride melanosit denilen hücrelerin aşırı miktarda melanin üretmeleri sonucunda oluşur.
Melasma Neden Olan Faktörler
- Genetik (kalıtımsal) faktörler
- Hormonlar (hormon replasmanları)
- Gebelik
- Doğum kontrol ilaçları (OKS-Oral Kontraseptikler),
- UV-A. UV-B ve görünür ışık maruziyeti
- Otoimmun tiroid disfonksiyonu
- Psikosomatik bozukluklar
- Hepatik disfonksiyon
- Sistemik hastalıklar
- Parazitozlar
- Kozmetikler
- Fotosensitize edici ilaçlar
Melazmanın genetik yatkınlığı olan kimselerde güneş ışığına maruziyet sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Bunu gösteren bulgu ise melazma lezyonlarının güneşe maruziyet boyunca veya hemen sonra gözlenmesidir. Erkeklerde ise nedeni bilinmemekte ama hormonal faktörlerin rolü olmadığı düşünülmektedir.
Tedavi: Etkili bir korunma, topikal ajanlar (kremler), kimyasal peeling, dermabrazyon, kryoterapi, lazer ve yoğun atımlı ışık terapisi, PPP ve mezoterapi gibi pek çok seçenek bulunmaktadır. Tedavilerin başarısı kişiden kişiye değişebildiği gibi, bazen de tedaviye yanıt alınamamaktadır.
Efelid (Çillenme)
Çiller, açık tenlilerde daha çok yüze yerleşen küçük, kahverengi yapılardır. Başlıca güneş gören bölgelerde yerleşen 5-6mm‘lık düzensiz şekilli, kahverengi çok sayıda deri seviyesinde lezyonlar ile karakterizedir. Çocukluk çağlarında ortaya çıkıp yaşlandıkça azalır veya kaybolurlar. Ailevi yatkınlık söz konusudur. Melanin yapımında artış vardır. Genellikle 3 yaş civarında ortaya çıkan lezyonlar yaz mevsiminde güneşin etkisi ile belirginleşir. Burun, yanaklar, el sırtı, ön kol ve gövdenin üst kısmı en sık yerleştiği bölgelerdir.
Güneş Lekesi (Lentigo)
Nedeni deride güneşle tetiklenen melanosit hücrelerinin çoğalmasıdır. Özellikle açık tenli ve uzun süre güneşe maruz kalan kişilerin önemli bir kısmında çok sayıda lekeler şeklinde olur. En sık el sırtı, alın, göğüs V’si, omuzlar ve sırt gibi güneş alan bölgelerde yerleşir. Genellikle deri seviyesinde bazen üzerinde hafif pullanma bulunan 0,5-1,5 cm çapında, yuvarlak veya oval, çevreye doğru yıldız şeklinde uzantılar gösteren, düzensiz yapılardır. Rengi açık kahverengi ve ten rengi arasında değişir, bazen siyahta olabilir. Herhangi bir belirtiye yol açmaz.
Genellikle 40 yaştan sonra, fakat güneşli iklimlerde yaşayanlarda 30 yaştan sonra görülür. Açık ten rengine sahip kişilerde daha sıklıkla ortaya çıkar Akut güneş yanıklarından ve aşırı doz PUVA tedavisinden sonra ortaya çıkar. Tedavide Kriyoterapi veya lazer en etkili tedavi yoludur.
Postinflamatuar Hiperpigmentasyon
Deri fototipi 4,5,6 olan hastalar için önemli bir leke problemidir. Bu pigmentasyon bozukluğu aknede, psöriasiste, liken planusta, atopik dermatitte, kontak dermatitte ve deriye herhangi bir travmadan sonra gelişebilir, iyileşmesi haftalar ve aylar sürebilir. Lezyon karakteristik olarak daha önceki inflamasyon yerine sınırlıdır, sınırları belirsizdir, ilaç tedavisine iyi cevap verir. Bazı ilaçlara bağlı gelişen pigmentasyon ile beraber olabilir. Bu durumda tedaviye yanıt daha zor ve inatçıdır.
HİPOPİGMENTASYON
Okülokütanöz Albinizm (Oka)
Deri, saç ve gözde kısmı veya tam pigment yokluğudur. Tirozinaz gen mutasyonu sonucu gelişir. En sık olanı otozomal resesif kalıtım gösteren albinizmdir. Etkilenen bireyler çok soluk ten renginde, beyaz Nistagmus birlikte görülebilir. Fotofobi ve ciddi kırılma kusurları birlikteliği UV ışınlarına aşırı duyarlı ve deri kanseri gelişim riski Melanosit sayısı normaldir.
Oküler Albinizm (Oa)
Albinizm bazı tiplerinde göze sınırlı olan melanin sentez anormalliği vardır. Oküler albinizm nedeni X kromozomunda bir gen mutasyonudur ve hemen hemen sadece erkeklerde görülür. Bu tür albinizm sadece gözleri etkiler. OA durumu olan kişilerde saç, cilt ve göz rengi normaldir ama retinada renk yoktur.
Piebaldizm
Piebaldizm, nadir görülen otozomal dominant geçişli konjenital bir hastalıktır. Etkilenmiş bölgelerde melanositlerin yokluğuna bağlı gelişen sınırlı stabil lokoderma ile karakterizedir. Irk ayrımı göstermez, her iki cins eşit olarak etkilenir.
Vitiligo
Vitiligo, deride pigment kaybından kaynaklanan beyaz anların görüldüğü, kesin sebebi bilinmeyen bir deri hastalığıdır. En sık yüz, dudak, el, Kol, bacak ve genital alanlar olmak üzere vücudun herhangi bir kısmı etkilenebilir. Dünya nüfusunun %1'nde görülür ve erkek, kadın ve tüm ırkları eşit oranda etkiler. Vitiligo; 100 hastada 1 veya 2 kişiyi etkiler, bebeklikten yaşlılığa her yaşta görülebilmekle beraber hastaların yarısında 20 yaştan önce başlar ve %20 hastada aile hikayesi vardır. Nedenleri arasında;
- Melanositlerin hasarına neden olan genetik anormallik olabilir.
- Vücudun bağışıklık sistemi melanositleri parçalayabilir, pigmenti yabancı cisim olarak algılayıp yıkabilir.
- Anormal fonksiyon gören sinir hücreleri melanositleri hasarlayabilecek zehirli maddeler yapabilir.
- Pigment üreten hücreler kendilerini yıkabilirler. Pigment yapılırken toksik ürünler üretilebilir ve melanositleri yıkabilir.
Vitiligo tedavi edilebilir bir hastalıktır ancak vitiligonun kesin sebebi bilinmediğinden tedavi sonuçları kişisel farklıklar gösterebilir. Farklı tedavi seçenekleri mevcuttur
Yukarıdaki yazı teşhis ve tedavi amacıyla değil bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. Leke cilt bakımı ile ilgili merak ettiğiniz konuları sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz.